top of page
background

Mide Fıtığı

Doç. Dr. Cengiz Dibekoğlu

2.webp

Mide Fıtığı

Mide fıtığı, genellikle diyaframda oluşan bir açıklık sonucu mide kısmının, normalde bulunduğu yerden yukarı doğru itilmesiyle meydana gelir. Diyafram, göğüs ve karın boşluklarını ayıran kas tabakasıdır. Mide fıtığı, bu kasın zayıflaması veya hasar görmesi nedeniyle mide, diyaframdaki açıklıktan geçerek göğüs boşluğuna doğru çıkar. Mide fıtığı, genellikle "hiatal herni" olarak da adlandırılır. Bu durum, zamanla mide içeriğinin yukarıya doğru kaymasına ve bazen mide asidinin özofagusa (yemek borusuna) geri kaçmasına yol açar. Mide fıtığının en yaygın tipi, "glide hernia" olarak bilinen kayma tipidir. Bu türde mide, diyaframdaki açıklıktan yukarıya kayar ve tekrar geri gelir. Diğer tip ise paraözofageal herni olup, mide kısmı diyaframın yan tarafına kayarak burada yerleşir. Paraözofageal herni, kayma tipine göre daha az yaygın olmasına rağmen daha ciddi sonuçlar doğurabilir.

Mide fıtığının belirgin bir nedeni yoktur ancak bazı faktörler bu durumu tetikleyebilir. Bu faktörler arasında aşırı kilo, yaşlanma, sürekli olarak karın bölgesine baskı uygulayan durumlar (örneğin, aşırı öksürük, kabızlık, gebelik) ve genetik yatkınlık yer alır. Ayrıca, reflü hastalığı, mide fıtığı ile ilişkilidir. Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), mide asidinin yemek borusuna kaçması durumudur ve mide fıtığı olan bireylerde bu durum daha sık görülür.

​Mide fıtığının belirtileri, her bireyde farklılık gösterebilir. Birçok insan hafif semptomlarla yaşayabilir ve bu durum herhangi bir tedavi gerektirmez. Ancak, bazı kişilerde mide fıtığı ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. En yaygın belirtiler arasında göğüs ağrısı, mide yanması, yutma güçlüğü, asidik bir tat, öksürük, boğazda tıkanıklık hissi ve mide bulantısı bulunur. Belirtiler genellikle yatarken daha kötüleşir çünkü bu pozisyon, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasına neden olabilir.

Tanı konulabilmesi için genellikle bir dizi test uygulanır. Bunlar arasında endoskopi, bariumlu yemek borusu grafisi, pH ölçümü ve manometri (yemek borusunun basınç ölçümü) yer alır. Bu testler, mide fıtığının tipini ve şiddetini belirlemek için kullanılır.

Tedavi, mide fıtığının şiddetine ve semptomların düzeyine bağlı olarak değişir. Hafif vakalarda, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi yeterli olabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, yemek yedikten sonra hemen yatmaktan kaçınmak, daha küçük öğünler yemek, alkol ve kafein tüketimini sınırlamak gibi basit önlemleri içerir. İlaç tedavisi ise genellikle mide asidini baskılayan ilaçları (antiasitler, proton pompa inhibitörleri veya H2-reseptör antagonisti gibi) içerir. Bu ilaçlar, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasını engellemeye yardımcı olur.

Daha şiddetli vakalarda, cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi işlem genellikle laparoskopik yöntemle yapılır ve bu, daha az invaziv bir tekniktir. Laparoskopik cerrahi, daha küçük kesilerle yapılır, iyileşme süresi daha kısa olur ve hastanın hastanede kalma süresi azalır. Cerrahi müdahalede amaç, mideyi normal yerine yerleştirmek ve diyaframdaki açıklığı kapatmak veya daraltmaktır.

Mide fıtığı, çoğu zaman yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilir. Ancak, tedavi edilmediği takdirde mide asidi, yemek borusunda kalıcı hasarlara yol açabilir ve reflü hastalığının şiddetlenmesine neden olabilir. Mide fıtığı olan kişilerin, doktorlarıyla düzenli olarak iletişimde kalmaları ve belirtileri izlemeleri önemlidir.

Sonuç olarak, mide fıtığı yaygın bir durumdur ve genellikle tedavi edilebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve cerrahi müdahale gibi tedavi seçenekleri ile yönetilebilir. Ancak, mide fıtığı belirtileri şiddetli hale geldiğinde veya komplikasyonlara yol açtığında, erken tanı ve tedavi önemlidir.

Randevu ve Detaylı Bilgi
İçin Bize Ulaşabilirsiniz.
  • whatsapp_4401461
  • instagram_3955024
  • Facebook_icon
  • social_15707814
bottom of page